Hamilelik, cinsel ilişki sonucu kadının yumurtalıklarından salınan yumurta ile erkeğin sperm hücresinin birleşmesiyle başlar. Döllenmiş yumurta, rahme doğru yol alır ve orada rahmin iç duvarına tutunur. Böylece yaklaşık dokuz ay süren hamilelik süreci başlar. Süreci daha yakından öğrenmek ve “Hamilelik nasıl oluşur?”, “Üreme sistemi nasıl çalışır?” gibi merak edilen sorulara detaylı yanıt almak için içeriğimizi okumaya devam edebilirsiniz. Ayrıca, hamilelik evreleri ve ideal gebelik yaşı hakkında da bilgi alabilirsiniz.
Anne karnındaki bebeğin döllenmiş yumurta olarak başlayarak gelişimi, hamile kalma süreci boyunca birkaç aşamadan geçer. Yumurta; önce bir blastokiste, sonra embriyoya ve ardından bir fetüse dönüşür. Peki hamilelik nasıl oluşur? Aşama aşama hamilelik oluşumunu yakından inceleyelim:
Her normal adet döngüsü sırasında, genellikle son adet döneminden yaklaşık 14 gün sonra yumurtalıklardan bir yumurta serbest bırakılır ve yumurta fallop tüpünün huni şeklindeki ucuna yerleşir. Yumurtanın serbest bırakılması, ovülasyon ya da yumurtlama olarak adlandırılır. Ovülasyon dönemi belirtileri arasında servikal mukusun daha akışkan, esnek ve şeffaf hale gelmesi başta yer alır. Bu değişimin amacı spermin rahim içine hızla girmesine yardımcı olmaktır. Yumurtlama döneminde cinsel ilişki yaşanırsa sperm, beş dakika içerisinde vajinadan rahim ağzına, oradan rahme ve fallop tüpünün huni şekilli ucuna hareket edebilir. Buradaki yumurtanın spermle buluşmasıyla döllenme gerçekleşebilir. Fallop tüpünü kaplayan silla ismi verilen tüyler, döllenmiş yumurtayı iterek rahme doğru iterek hareket ettirir. Zigot olarak da adlandırılan döllenmiş yumurtanın rahme girişi üç-beş gün sürer. Ovülasyon döneminde döllenme gerçekleşmezse yumurta, fallop tüpünden rahme doğru hareket eder, burada rahim mukozasıyla birleşir ve ve bir sonraki adet döneminde vücuttan atılır.1
Döllenme sonrası rahimde hücreler bölünmeye devam eder ve blastokist veya blastosist adı verilen içi boş bir hücre topu haline gelir. Blastokist, döllenmeden yaklaşık altı gün sonra rahim duvarına yerleşir. Peki, çoğul hamilelik nasıl oluşur? Eğer ovülasyon döneminde birden fazla yumurta serbest bırakılırsa ve cinsel birleşme sonrası her yumurta döllenirse, çoğul hamilelik oluşabilir. Tek yumurta ikizlerinde ise döllenmiş yumurtanın bölünmeye başladıktan sonra iki embriyoya ayrılmasıyla meydana gelir.1
Blastokist, döllenmeden yaklaşık altı gün sonra rahim duvarına bağlanır. Blastokistin rahim iç duvarına bağlanma süreci, implanta
syon olarak adlandırılır. Yerleşme olarak da bilinen implantasyon süreci, genellikle döllenmeden yaklaşık altı gün sonra başlar ve tamamlanması üç-dört gün sürer. Çoğu kadın, erken haftalarda hamile olduğunu bilmez çünkü henüz belirtiler başlamamıştır. İmplantasyon aşaması başarılı olmazsa düşük gerçekleşir.1
Gebelik oluşumu aşamalarından biri de embriyo oluşumudur. Bu aşamada blastokist, rahmin iç duvarına yerleşir. Blastostokist duvarı, genellikle üç ila dört hücre kalınlığındadır. Kalınlaşmış alandaki iç hücreler embriyoyu geliştirir, dış hücreler ise rahim duvarına gömülerek plasentayı oluşturur. Böylece genellikle döllenmeden sonraki 10-12 gün içerisinde blastokist, plasentaya bağlı embriyoya dönüşür. Plasenta; östrojen, progesteron ve insan koryonik gonadotropini olarak da bilinen Beta hCG gibi gibi gebeliği sürdürmeye yardımcı olan önemli hormonları üretir. Plasenta ayrıca tüm gebelik süreci boyunca anneden fetüse oksijen ve besin iletir, fetüsün atıklarını da fetüsten anneye taşır. İçi sıvı dolu zarlarla embriyo, rahimde yer alan amniyotik kesenin altında gelişir. Temiz bir sıvı olan amniyotik sıvıyla dolan amniyotik kese, embriyoyu sararak korur. Bu aşamada anne karnındaki bebeğin çoğu iç organı ve dış vücut yapıları oluşur. Çoğu iç organ, döllenmeden yaklaşık üç hafta sonra yani gebeliğin beşinci haftasında oluşmaya başlar.1
Döllenmeden sonraki 9. haftada veya son adet döneminden sonraki 11. haftada embriyo gelişir ve artık fetüs olarak kabul edilir. Embriyo aşaması bebeğin vücudun önemli sistemlerinin oluşumuyla ilgiliyken fetal dönem olarak da bilinen fetüs aşaması bebeğin dış dünyaya hazırlanmak üzere büyüdüğü ve geliştiği dönem olarak düşünülebilir.2
“Hamilelik nasıl oluşur?” sorusunu aşamalar halinde inceledikten sonra hamilelik süreçlerini yakından tanıyalım. Hamilelik süreçleri, trimester adı verilen ve her biri üç ay süren üç aşamaya ayrılır. İlk trimester, ilk haftadan 12. haftaya kadar sürer. 13.- 26. haftalar arasındaki dönem ikinci trimesterdir. Üçüncü trimester ise 27. haftadan hamileliğin sonuna kadar sürer. Bebeğin tahmini doğum tarihi, son adetin ilk gününden 40 hafta sonrası olarak hesaplandığından hamileliğin 40 hafta, yani 9 ay 10 gün sürdüğü kabul edilir.3
Hamileliğinin ilk üç ayını kapsayan birinci trimester, hem annenin hem de embriyonun hızlı değişimler yaşadığı bir dönemdir. İlk üç ay döllenme, blastokist oluşumu, implantasyon ve embriyo gelişimi aşamalarını içerir. İlk üç ay içindeki erken gebelik belirtileri arasında lekelenme, meme hassasiyeti, sık idrara çıkma isteği, yorgunluk, mide bulantısı, şişkinlik ve baş ağrıları bulunabilir. Döllenmeden sonraki 6-12 gün içinde meydana gelebilen ve implantasyon kanaması olarak da adlandırılan lekelenme, hafif kanama veya lekelenme şeklinde ortaya çıkar. Ağır ve uzun süreli kanamalarda mutlaka doktora başvurmak gerekir.3
İkinci üç ay, bebeğin embriyo aşamasından fetüs aşamasına geçtiği dönemdir. İkinci üç ay, genellikle mide bulantısı ve yorgunluk gibi erken hamilelik belirtilerinin hafiflediği dönemdir. Ancak, yeni belirtiler başlayabilir. İkinci trimesterde görülebilecek belirtiler arasında mide yanması, kabızlık, meme değişiklikleri, nefes darlığı, burun kanamaları ve Braxton-Hicks kasılmaları bulunabilir. Bu dönemde hamilelerin karınları belirginleşebilir. Hamileliğin 20. haftasından itibaren bebeğin hareketleri hissedilebilir. 24. haftayla birlikte fetüs, düzenli uyuma ve uyanma döngülerine sahip olur.3
Üçüncü trimesterde, fetüs rahim dışındaki yaşam için hazırlık yapar. Fetüsün iskelet sistemi 32. haftada neredeyse tamamen oluşmuştur ve her hafta yaklaşık 250 gram kazanarak baş aşağı pozisyonuna geçer. Üçüncü trimester boyunca yorgunluk, nefes darlığı ve Braxton-Hicks kasılmaları gibi hamilelik belirtileri devam eder. Ayrıca, sırt ağrısı, varis, çatlaklar, idrar kaçırma, saç değişiklikleri, uyku sorunları ve pelvik ağrı gibi yeni belirtiler görülebilir. Mide yanması ve kabızlık gibi sindirim sistemiyle ilgili belirtiler ise bebeğin pelvis altına inmesiyle hafifleyebilir.3
Doğurganlık ve yaş arasındaki ilişki incelendiğinde 20'li yaşların kadınların en yüksek doğurganlığa ve hamilelik şansına sahip olduğu yaş olduğu görülür. Bu dönemde yumurta kalitesi yüksektir, hamilelik riskleri düşüktür. 30'lu yaşlarla birlikte doğurganlık yavaşça azalmaya başlar ve 35 yaşından sonra bu azalma daha hızlanır. 35 yaşından sonra hamilelik şansı azalırken düşük ve genetik anomali riski artar. 40'lı yaşlarda ise doğal yollarla hamile kalma olasılığı ciddi oranda azalır ve hamilelik riskleri önemli ölçüde artar. Bu dönemdeki kadınların destekleyici üreme teknolojilerine başvurmaları gerekebilir. 35 yaş üzerindeyseniz ve hamile kalmakta zorluk yaşıyorsanız uzman doktora başvurarak doğurganlığınızı olumsuz etkileyen sorunları öğrenebilir ve uygun tedavilerle hamile kalabilirsiniz.
Uyarı: Bu metin kişileri konu özelinde objektif bir şekilde bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.
Kaynakça
Önerilen Bloglar
Tampon Nedir Ne İşe Yarar Nasıl Kullanılır
Kadınlarda doğurganlığın bir simgesi olarak kabul edilen adet döngüsü, doğal bir süreçtir ve döllenme gerçekleşmediğinde rahim astarı regl kanaması ile vücuttan dışarı atılmasıdır.
Devamını OkuVajina Kaşıntısına Ne Iyi Gelir?
Kadınlar zaman zaman vajinal kaşıntı yaşayabilir.
Devamını OkuVajina Çeşitleri Nelerdir
Kadın üreme sisteminin en karmaşık bölümlerinden olan vajina, hem görüntüsü hem de özellikleri açısından farklı çeşitlere sahiptir.
Devamını Oku